TANI KRİTERLERİ
Otizm, otizm
özellikleri taşıyan diğer sendromlarla birlikte “Yaygın Gelişimsel Bozukluklar”
adı altında yer alır. Bu sendromlar kalıcı ve ileri derecede yaygın olarak tanımlanabilen
bilişsel ve davranışsal bozukluklara neden olur. Sendromlar sinir sisteminin
gelişme yetersizliğinden kaynaklanırlar.
Otizmin tanımı
yapılırken “yelpaze” (spectrum) kavramı kullanılmaktadır. Spectrum belirtilerin
ve bireysel özelliklerin hafiften ileri dereceye doğru çeşidi ve bileşimini
göstermektedir. Otizmin belirtileri bireye özgüdür. Otistik bir kişi bu
belirtilerin herhangi bir bileşimini farklı yoğunlukta taşıyabilmektedir. Otizm
tanısı almış olan iki kişi birbirinden farklı davranış ve becerilere
sahiptirler. Zeka düzeyleri de ileri derecede zeka geriliğinden, normal ve
normal üstü zekaya kadar uzanmaktadır.
Amerikan Psikiyatri
Derneği’nin 2000 yılında yayımladığı
Tanı ve İstatistik El Kitabı içeriğinde
(DSM-4) Otistik spektrum bozuklukları 3 ana başlıkla kendini
göstermektedir.
sosyal
etkileşim sorunları
iletişim
sorunları
sınırlı/yinelenen
ilgi ve davranışlar
Bu özelliklerin her birini, DSM-IV’ e göre ele alalım.
A. En az birisi (1)'inci maddeden ve birer
tanesi (2) ve (3)’üncü maddelerden olmak üzere (1), (2) ve (3)'üncü maddelerden
toplam 6 (ya da daha fazla) maddenin bulunması.
1.
Sosyal Etkileşim Sorunları:
Aşağıdakilerden en
az ikisinin varlığı ile kendini gösteren toplumsal (sosyal) etkileşimde
niteliksel bozulma:
a.Toplumsal etkileşim sağlamak için yapılan el-kol hareketleri, alınan vücut konumu, takınılan yüz ifadesi, göz göze gelme gibi bir çok sözel olmayan davranışta belirgin bir bozulmanın olması.
b.Yaşıtlarıyla gelişimsel düzeyine uygun ilişkiler geliştirememe.
a.Toplumsal etkileşim sağlamak için yapılan el-kol hareketleri, alınan vücut konumu, takınılan yüz ifadesi, göz göze gelme gibi bir çok sözel olmayan davranışta belirgin bir bozulmanın olması.
b.Yaşıtlarıyla gelişimsel düzeyine uygun ilişkiler geliştirememe.
c.Diğer insanlarla
eğlenme, ilgilerini ya da başarılarını kendiliğinden paylaşma arayışı içinde
olmama (örneğin, ilgilendiği nesneleri göstermeme, getirmeme ya da belirtmeme).
d. Toplumsal ya da duygusal karşılıklar vermeme.
d. Toplumsal ya da duygusal karşılıklar vermeme.
2.
İletişim Sorunları
Aşağıdakilerden en
az birinin varlığı ile kendini gösteren iletişimde niteliksel bozulma:
a. Konuşulan dilin gelişiminde gecikme olması ya da hiç gelişmemiş olması (el, kol ya da yüz hareketleri gibi iletişim yolları ile bunun yerini tutma girişimi eşlik etmemektedir).
a. Konuşulan dilin gelişiminde gecikme olması ya da hiç gelişmemiş olması (el, kol ya da yüz hareketleri gibi iletişim yolları ile bunun yerini tutma girişimi eşlik etmemektedir).
b.Konuşması yeterli
olan kişilerde, başkaları ile söyleşiyi başlatma ya da sürdürmede belirgin bir
bozukluğun olması.
c.Basmakalıp ya da
yineleyici ya da özel bir dil kullanma.
d.Gelişim düzeyine uygun çeşitli imgesel ya da toplumsal taklitlere dayalı oyunları kendiliğinden oynamama.
d.Gelişim düzeyine uygun çeşitli imgesel ya da toplumsal taklitlere dayalı oyunları kendiliğinden oynamama.
3.Sınırlı/Yinelenen
İlgi ve Davranışlar
Aşağıdakilerden en az birinin varlığı ile kendini gösteren davranış, ilgi ve etkinliklerde sınırlı, basmakalıp ve yineleyici örüntülerin olması:
a.İlgilenme düzeyi ya da üzerinde odaklanma açısından olağan dışı bir ya da birden fazla basmakalıp ya da sınırlı ilgi örüntüsü çerçevesinde kapanıp kalma.
b. Özgül, işlevsel olmayan, alışageldiği üzere yapılan gündelik işlere ya da törensel davranış biçimlerine hiç esneklik göstermeksizin sıkı sıkıya uyma.
c. Basmakalıp ve
yineleyici motor mannerizmler (örneğin, parmak şaklatma, el çırpma ya da burma
ya da karmaşık tüm vücut hareketleri).
d.Eşyaların parçaları ile sürekli uğraşıp durma.
d.Eşyaların parçaları ile sürekli uğraşıp durma.
B. Aşağıdaki
alanların en az birinde, 3 yaşından önce gecikmelerin ya da olağan dışı bir
işlevselliğin olması:
a.Toplumsal etkileşim.
b.Toplumsal iletişimde kullanılan dil.
c. Sembolik ya da imgesel oyun.
a.Toplumsal etkileşim.
b.Toplumsal iletişimde kullanılan dil.
c. Sembolik ya da imgesel oyun.
C. Bu
bozukluk Rett bozukluğu ya da çocukluğun dezintegratif bozukluğu ile daha iyi
açıklanamaz.
ERKEN TANI
Erken tanı otizm
tedavisinde önemli bir yer almaktadır. Otizm spectrumunda yer alan bireylerde
gelişme ve öğrenme süreci yavaş seyretmektedir.
Yenidoğan bir
bebek kendisine dil çıkaran annesine
yanıt olarak dil çıkarabilmektedir. Fakat otistik çocuklarda taklit yeteneği
gelişmemiştir. Bu ve benzeri durumlarda çocuk tepkisiz kalmaktadır. 1 yaşında
iken “bay bay” ve “baş baş” jestini yerine getirememektedir. Böylelikle otistik
çocuğu olan ebeveynler çocukları 2 yaşına gelmeden çocuğun “farklı” olduğunu
görebilirler. Uzmanların devreye girmesiyle
3 yaşında otizm tanısı konulabilmektedir.
Yapılan
araştırmaların sonuçlarına ve klinik bulgulara göre erken tedaviye alınan
otistik çocukların gelişimlerinin diğer çocuklardan daha olumlu ilerlediği
görülmektedir. Erken tanının öneminin altında yatan en büyük neden beynin en
hızlı olgunlaştığı devrenin doğumdan 2 yıla kadar olmasıdır.
Bir diğer neden de
çocuk gelişim basamakları ile ilgilidir. Çocukların bilişsel, dil, motor, ve
görme gelişimlerinde belirli evreler vardır. Bu evrelere “critical period”
(önemli evre) denmektedir. Her beceri için uygun bir yaş vardır.
Beceriler en iyi
şekilde önemli evrede gelişmektedir.Süreç önemli evreden çıktığı zaman öğrenme
zorlaşmaktadır. Örneğin; çocuğun bağımsız olarak yemek yemesi için en uygun yaş
aralığı 12. aydır. Eğer o yaştan sonra kaşık çocuğa verilirse, çocuğun kendi
kendine beslenme süreci geç başlamış olacaktır. Otistik çocukların zayıf
oldukları dil gelişimi ve sosyal gelişim becerileri için “önemli evre” kuralı
geçerlidir. Bu sebeple erken tanı daha da önem kazanmaktadır.
Erken tanı koymada
anne-babaların rolü önemlidir. Şimdi inceleyeceğimiz olası otizm belirtileri
aileler tarafından gözlemlenirse, erken tanı koyma süreci hızlanabilir.
12
aylıkken babıldama, gösterme ve anlamı jestler yapmama.
16
aylığa kadar anlamlı bir kelime söylememe.
24
aylıkken 2 kelimeden oluşan anlamlı cümle kombinasyonu kurmama.
Sosyal
ilişki ve dil becerisinde gerileme.
Göz
kontağı kurmama ya da kısa süreli göz kontağı kuma.
Oyuncaklarla
oynamama, oyuncaklara işlevine göre oynamama.
Oyuncakları
gereğinden fazla yan yana, alt alta sıra halinde dizme.
Tek
bir oyuncağa ya da nesneye aşırı bağlanma.
Gülümsememe.
İsmi
söylendiğinde bakmama.
Duyma
yetisini kaybettiğini düşündürecek davranışlarda bulunma.
Tanı Koyma Sürecinde Yaşanılan
Zorluklar
Otizm doğum
öncesinde, doğum sırasında ya da doğumun hemen sonrasında yapılacak olan
testlere
saptanmamaktadır. Otizmin tanısı çocuğun iletişimini, davranışını
gözlemleyerek ve ebeveynlerden ayrıntılı
gelişim öyküsü alınarak konulunabilir.
Otizmin temel belirtileri 2-3 yaşlarından sonra ortaya çıkmaktadır.
Otizmi
değerlendiren tıbbi ve psikolojik bir testin olmaması uzmanların zorlanmalarına
neden olmaktadır.
Deneyim ve bilgi azlığı, diğer gelişimsel ve tıbbi
hastalıklardan ayırt etmede zorlanma, aileye kötü haber
vermeden kaçınma da
belli başlı nedenler arasındadır.
Erken tanı koyma
sürecinde aileler açısından da zorluklar vardır. Aileler otizmin erken
belirtileri hakkında
bilgi sahibi değillerdir. Erken devrede uzmana başvurmaya
gerek duymazlar. Aile büyüklerinin “amcası da
böyle geç konuşmuştu, seneye
konuşur.”, “babası gibi içine kapanık.” ve benzeri yakıştırmaları aileleri
uzmana yönelmede geciktirmektedir. Kötü tanıya inanmak istemeyen uzmanların “merak
etmeyin her şey
yoluna girecektir.” gibi sözlerinden de teselli bulmaktadırlar.
Otizmin
En Erken Tanısı
Chicago
Üniversitesi’nde araştırma yapan Catherine Lord 2000 yılında Türkiye’de erken
tanı üzerine
konferanslar vermiştir. Otizmin 18 aylıkken teşhis edilmesi için
çalışmalar yapmaktadırlar.
AYIRICI TANI
Otizm tanı koyma
aşamasında benzer diğer gelişim geriliğine neden olan hastalık ve benzer
durumlardan
ayırt edilebilmelidir. İleri derecede zeka geriliği ve gelişimsel
dil bozukluğu (disfazi) bu durumlar
arasındadır.
Yaygın Gelişimsel
Bozukluk spectrumunda Asperger Sendromu,
Rett Sendromu, Çocukluk Çağının
Dezentegratif Bozukluğu (Childhooh
Disintegrative Disorder), Başka Türlü Adlandırılamayan Yaygın
Gelişimsel
Bozukluk (Pervasive Developmental Disorder not otherwise specified) “PDD-NOS”,
Frajil X
Sendromu yer almaktadır.
Bu tanıları ele alalım
1944
yılında Leo Kanner’den bağımsız olarak otizmi tanımlayan Hans Asperger’e
istinaden, bu isim
verilmiştir. Asperger, iyi dil becerileri,kendine özgü
öğrenme biçimi ile bu çocukların bir profesörü
anımsatan özelliklerinden
bahsetmiştir.Bu sendrom otizmden daha seyrek olarak görülür.
Sosyal
Etkileşim zayıflığı, ilgi ve etkinlik alanlarının darlığı, göz teması, yüz ve
vücut ifadesi gibi sözel
olmayan davranışlarda yetersizlik, nesnelerin
ayrıntılarına karşı olan aşırı ilgileri Asperger sendromunun
belli başlı
özellikleri arasındadır.
- Otizmden farklı olarak dil gecikmeleri yoktur.
- Zamanında konuşmaya başlarlar.
- Aşırı bilgiçlik ve el becerilerinde özel sorunlar görülmektedir.
- Normal ve üstün zekaya sahiptirler.
- Öz bakım becerileri yaşıtlarına uygundur.
- Tekrar eden motor hareketleri azdır, kimilerinde hiç görülmemektedir.
- Nesne bağımlılıkları yoktur.
- Merkezi sinir sistemi belirtileri daha hafiftir.
- Mekanik oyuncaklara çok düşkünlerdir.
- Erişkinliklerinde soğuk, uzak, kural ve ilkelere sıkıca bağlı olarak tanınırlar.
Rapin
(1998) Asperger Sendromu ile otizmi “Otistiklerde zihinsel körlük,
Aspergerlerde zihinsel
miyopluk vardır.” cümlesi ile karşılaştırmıştır.
ABD’li
uzmanlar bu tanı yerine daha çok “Yüksek Fonksiyonlu Otistik” ( high
functioning autistic)
tanımını tercih ederler.
Yüksek
fonksiyonlu otistikler duygusal sorunu olan ya da öğrenmede sorunu olan
çocuklarla
karıştırılabilmektedir.
2.Rett Sendromu:
Rett Sendromu
şu ana dek sadece kız vakalarda görülmüştür. Bu sendromda normal bir gelişmeden
sonra gerileme başlar. Bu gerileme 1-4 yaşlarında oluşur. Doğum öncesi doğum
sırasında gelişme normaldir. Beş aylığa kadar herhangi bir belirtisi yoktur.
İlk beş ay normal
gelişim gösteren çocuklarda kafa yapısının büyümesinin giderek durması ve kafa
çapında küçülme görülmesi önemli özellikleri arasındadır.
Belirtileri,
zihinsel gerileme, yüz ifadesinin kaybı, sosyal iletişimde azalma olarak
sıralanabilir. Ayrıca yürümenin bozulması, istemsiz el hareketleri, dil
gelişiminde bozulma, psikomotor gerileme de belirtiler arasında yer almaktadır.
Belli bir amaca yönelik olarak ellerini kullanmaktan vazgeçmeleri ve tipik el
hareketleri ile (çamaşır yıkıyormuş gibi) fark edilmektedirler.
Otizmden
en belirgin farkı cinsiyet etmenidir. Bilişsel
gerileme, nörolojik bozukluklar ve istemsiz el hareketlerinin okul öncesi
dönemde başlaması da diğer bir etmendir
3.
Çocukluk Çağının Dezentegratif Bozukluğu (Childhood Disintegrative Disorder) :
Bu
çocuklarda, doğumdan itibaren 2 yıl boyunca tamamen normal gelişim söz
konusudur. Belirtiler sıklıkla 3-4 yaş arasında ortaya çıkmaktadır. Bu tanıyı
koyabilmek için belirtilerin 10 yaşından önce gelişmiş olması
gerekmektedir.Ağır “Mental Retardasyon” ile
birlikte olur. Özellikle ‘lökodistrofi’ adı verilen , ilerleyici çocuk
nörolojisi hastalıklarıyla birlikte görülmektedir. Sık sık epilepsi
görülmektedir.Otizmden
farklı olarak, belirtiler daha geç yaşta başlamaktadır.Normal
bir gelişim sürecinden sonra görülmektedir.Otizmden
daha fazla nöbet ve nörolojik bozuklukları vardır.
4. Başka Türlü Adlandırılamayan Yaygın Gelişimsel
Bozukluk (Pervasive Developmental Disorder not otherwise specified) “PDD NOS”
Otizm
tanısı ölçütüne uymayan ama otizmde görülen ileri derecedeki bozukluklar bu
tanı altında yer almaktadır. Otizmin tüm belirtileri yoktur. Ciddi
boyutta sosyal iletişim bozukluğu görülmektedir. Bunun yanı sıra dil ve tekrar
eden davranış bozukluğu olmayabilir. Yaygın Gelişimsel Bozukluk tanısı alan
çocuklar için“hemen hemen otistik” cümlesi sıklıka kullanılmaktadır.Otizmden
farklı olarak geç yaşta başlamaktadır, belirtileri sınırdadır,belirtileri
farklıdır.
5. Frajil X Sendromu
Frajil
X sendromu cinsiyet kromozomu X’in zayıf
olması durumu olarak tanımlanmaktadır. Son 10 yılda yapılan çalışmalar bu tıbbi
durumun otizm ile olan ilintisini incelemektedir. Rutter ve ark. (1988)
tarafından yapılan çalışmalar sonucunda
otistiklerin %10’unda Frajil X sendromu olduğunu görülmektedir.
Ancak
araştırmacılar Frajil X’in otizm ile mi yoksa otizmdeki zeka geriliği ile mi
ilintili olduğunu cevaplayamamaktadırlar. Otizmin
tanı koyma sürecinde zaman zaman Yaygın Gelişimsel Bozukluk spectrumunda yer
almayan diğer hastalıklarla da karıştırıldığı görülmektedir.
Bu
hastalıklar;
Çocukluk
Şizofrenisi, Edinsel Epileptik Afazi, Gelişimsel Dil Bozukluğu (Gelişimsel
Disfazi), Zeka Geriliği olarak sıralanabilir.
TANI
KOYMA YÖNTEMLERİ
Otizmin
kesin tanısı için kullanılmakta olan nesnel-objektif bir yöntem bulunmamaktadır.
Bugün için herhangi bir biyolojik tetkik yöntemiyle otizm tanısı konması olası
değildir.
Otizm
tanısı koyma sürecinde yardımcı olacak bazı davranış çizelgeleri, soru
kağıtları ve tarama testleri bulunmaktadır. Bu yöntemler otizm tanısı koymada
yardımcı olduğu gibi, otizm tanısı konmuş çocukların davranışlarını belirlemede
ve otizm derecesini saptamak bakımından geçerli standardize edilmiş
ölçeklerdir.
Otistik
bir çocuğun davranışlarını sistematik olarak gözlemlemek ve aileye ayrıntılı
sorular sorabilmek için geliştirilen yöntemleri ele alalım.

- “PEP-R” ( Psychoeducational Profile-Revised): PEP-R, Teacch Programının değerlendirme ölçeği olarak kullanılmaktadır. 6 ay ve 7 yaş arası yaygın gelişimsel bozukluğu olan çocukları değerlendirmek amacıyla geliştirilmiştir.
Gelişimsel
ve Davranışsal olarak 2 ana alandan değerlendirilmektedir. Gelişimsel alanda 7
alt alanda ( taklit, algı, ince motor, kaba motor, bilişsel, el-göz
koordinasyonu, sözel) , davranışsal boyutu da 4 alt alanda (ilişki ve
duygulanım, oyun ve materyallere ilgi, duyusal tepkiler, dil) incelenmektedir.



- ADİS-R” ( Autism Diagnostic İnterview-Revised): Otistik çocukların ailelerine sorulacak soruları içeren, yapılandırılmış bir görüşme yöntemidir.( Rutter, Lord LeCouteur, 1995). Hedefi anne babadan çocuk hakkında 3 temel bilgi edinmektir. Bu alanlar; Karşılıklı sosyal etkileşim, dil ve iletişim, tekrar eden basma kalıp hareketler.Uygulama süresi ortalama 1,5 saat sürmektedir.2 yaşından itibaren uygulanabilmektedir.
- “ADOS” ( Autism Diagnostic Observation Scale): Bazı deneysel durumlar yaratılır ve bu şekilde çocuğun bir şey işaret etmesi ve sorması gereği doğar. Otistik çocuklar bu deney düzeneklerinde işaret ederek başkalarının dikkatini çekmede başarısız olabilirler, ayrıca diğer çocuklar gibi herhangi bir talepte bulunmayabilirler.( Rutter, Lord, Le Couteur, 1995).
- “M-CHAT” ( Checklist for Autism in Toddlers): 18 aylıktan itibaren kullanılabilen güvenilir bir tarama testidir. Ortalama uygulama süresi 10 dakikadır. Evet ve hayır olarak yanıtlanabilen 23 adet soru vardır.
18-36
aylarda uygulanabilecek bu test ilk etap ölçeğidir. Erken tanıda yardımcı olur.
Eğer çocukta otizme işaret eden bir sonuç ortaya çıkarsa, başka tanı
yöntemlerini uygulamaya gidilir.
1. Çocuğunuz hoplatılmaktan, sallanmaktan hoşlanır mı?
2. Çocuğunuz başka çocuklara ilgi gösterir mi?
3. Çocuğunuz bir yerlere tırmanmaktan (merdiven çıkmak gibi) hoşlanır mı?
4. Çocuğunuz "ce-ee" oynamaktan hoşlanır mı?
5. Çocuğunuz bir şeylerle oynuyormuş gibi (telefonda konuşuyormuş gibi yapmak,
(bebeklere bakıcılık yapıyormuş gibi oynamak ya da şakadan bir şeyler yapmak gibi) yapar mı?
6. Çocuğunuzun bir şeyi göstermek, bir şey istemek için işaret parmağını kullandığı olur mu?
7. Çocuğunuzun işaret parmağını bir şeylere olan ilgisini belli etmek için kullandığı
(ilgilendiği bir şeyi paylaşmak amacıyla) olur mu?
8. Çocuğunuz küçük oyuncaklarla amacına uygun şekilde oynayabilir mi?
(ağzına götürmek, elide gezdirmek, yere atmak gibi amaca uygun olmayan hareketler
dışındaki oyunlar kastedilmektedir. Arabayı sürmek, inşaat yapmak için legoları kullanmak gibi oyunlar amaca uygun oyunlardır)
9. Çocuğunuzun bir nesneyi size göstermek için getirdiği olur mu?
10. Çocuğunuzun gözünüzün içine 1-2 saniyeden fazla baktığı olur mu?
11. Çocuğunuzun sese aşırı tepki gösterdiği (örn:kulaklarını kapatmak) olur mu?
12. Çocuğunuz sizi gördüğünde, ya da siz gülümsediğinizde karşılık olarak gülümser mi?
13. Çocuğunuz sizi taklit eder mi? (örn: yüzünüze komik bir şekil verdiğinizde sizi taklit etmesi)
14. Çocuğunuzu adıyla çağırdığınızda yanıt verir mi?
15. Odada bir oyuncağı işaret etseniz çocuğunuz ona bakar mı?
16. Çocuğunuz yürüyor mu?
17. Çocuğunuz bakmakta olduğunuz şeylere ( sizin nereye baktığınızı görmek amacıyla) bakar mı?
18. Çocuğunuz ellerini yüzüne yaklaştırıp parmaklarıyla alışılmadık hareketler yapar mı?
19. Çocuğunuz sizin dikkatinizi kendi yaptığı aktiviteye çekmeye çalışır mı?
20. Çocuğunuzun işitme problemi olduğundan hiç şüphelendiniz mi?
21. Çocuğunuz insanların söylediklerini anlar mı?
22. Çocuğunuzun zaman zaman boşluğa baktığı, amaçsızca dolandığı olur mu?
23. Çocuğunuz alışkın olmadığı bir şeyle karşılaştığında sizin reaksiyonunuzu öğrenmek
- ABC” ( Autism Behavior Checklist): Otizmde Davranış Soru Kağıdı olarak adlandırılabilecek bu test 1980’de basılmıştır. Anne-baba ya da çocuğun davranışını iyi bilen öğretmenler tarafından işaretlenir. Bu testte duyular, ilişki kurma, beden ve nesne kullanımı,dil, sosyallik ve özbakım olmak üzere 5 alanda 57 soru vardır.
- CARS ( Childhood Autism Rating Scale): Günümüzde otizm alanında sayılı otoritelerden biri olarak kabul edilen Eric Schopler ve grubu tarafından geliştirilip yayınlanmıştır. İki yaşından itibaren uygulanabilir. Uygulama anne- baba anlatımı ve çocuğu doğrudan gözlemlemeyi içermektedir. Uygulaması ortalama 30 dakika sürmektedir. 15 davranış alanının ( insanlar arası ilişki, taklit, duygusal tepki, vücudunu kullanma, nesne kullanımı, değişikliğe tepki, görsel tepkide gariplikler, işitsel tepki, tad, koku ve dokunma gibi yalın alıcılara tepki, korku ve kaygı, sözel iletişim, sözel olmayan iletişim, faaliyet düzeyi, zeka düzeyi, genel intiba) değerlendirmesini içerir.
kaynakça neden yok
YanıtlaSil